Türkiye’den 2 Kültür Varlığı Daha UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi’ne Girdi

Kemaliye ilçesi, tarihsel süreçte İpek ve Kervan yolları üzerinde bulunan kendisine özgü kent dokusu, mimarisi ve özgün evleri ile öne çıkıyor. Doğayı yapılaşmada temel unsur olarak gören bir anlayışla topoğrafyaya oturan yerleşim, Fırat Nehri’nden itibaren yükselen üç ana sekiden oluşuyor. Fırat Nehri, kentsel mekan kurgusunu ve mimariyi etkilemiş, yerleşim birimleri bu etkiye göre oluşturulmuş ve tasarlanmış durumda.

Kemaliye yerleşim bütününün ayrılmaz bir parçası olan ve uzunluğu yaklaşık 35 kilometre olan Karanlık Kanyon’da nehir tabanı ile vadi kenarı arasındaki kot farkı bin metreye kadar ulaşıyor. Bu haliyle Karanlık Kanyon dünyadaki ilk beş derin kanyon arasında yer alıyor.

Karanlık Kanyon, gerek jeolojik yapısıyla gerekse sert kayaların içinden oyularak inşa edilmiş 7 kilometre uzunluğundaki Taş Yol’u ile istisnai bir doğal güzelliğe ve estetik öneme sahip. Taş Yol, 400-500 metre yüksekliğe sahip büyüklü küçüklü 38 tünelden oluşuyor ve dünyadaki “Tehlikeli Yollar” kategorisinde bulunuyor.

Kemaliye yerleşim merkezine 4-5 kilometre uzaklıktaki Dilli Vadisi’nde de eski Türk izlerine rastlanıyor. Dilli Vadisi içerisinde yer alan petroğlif ve damgalar üzerinde yapılan çalışmalar sonucu elde edilen veriler Türk kültür tarihi açısından önemli bilgiler içeriyor.

Midyat Çevresi (Tur Abdin) Geç Antik ve Ortaçağ Kilise-Manastırları
Hristiyanlığın erken dönemlerinden itibaren yoğun imar faaliyetinin yaşandığı manastır mimarisinin erken örneklerini sunan Tur Abdin bölgesi, tarih boyunca Süryani Ortodoks cemaati ile ilişkilendirilebilen yeni ve kendine özgü bir mimari dilin ortaya çıkışına tanıklık ediyor.

Bir kireçtaşı plato olan Tur Abdin, çeşitli dönemlere ait yaklaşık 80 köy ve 70 manastırın yer aldığı eşsiz bir kültürel peyzaja sahip. Seri adaylık için seçilen manastır ve kiliseler ise Mor Sobo Kilisesi, Meryem Ana Kilisesi (Yoldath Aloho), Deyrulzafaran Manastırı, Mor Gabriel Manastırı, Mor Abai Manastırı, Mor Loozor Manastırı, Mor Yakup Manastırı, Mor Quryaqos Kilisesi ve Mor Azozo Kilisesi.

Bazı ortak özelliklere sahip olan ve 6 ile 8’inci yüzyıllara tarihlendirilen bu yapılar, bölgenin karakterinin bir bütün olarak anlaşılmasını sağlıyor. Çevresindeki teraslı üzüm bağları, zeytin ve badem ağaçları ile etkileyici bir peyzaj oluşturuyor. Türkiye’deki farklı inançlara ait zengin kültürel mirasa da önemli bir örnek teşkil ediyor.

Facebooktwitterredditpinterestlinkedinmail
0Shares

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

%d blogcu bunu beğendi: